6331 SAYILI
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU
GENEL DEĞERLENDİRME
30 Haziran 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak
yürürlüğe giren kanun bazı yönleriyle ülkemiz için devrim denebilecek
düzenlemeler içermekte iken, bazı yönleriyle de iş sağlığı ve güvenliği alanında
çalışan profesyonellerin ve hatta işverenlerin beklentilerini karşılamaktan
uzak düzenlemeleri de barındırıyor.
Her şeyden önce, ülkemizde bu alanda ilk defa kanun
düzeyinde bir düzenleme olması oldukça önemli. Daha önce özellikle İş Kanunu’nun
belirli maddeleri, tüzük, yönetmelik ve genelgelerle dağınık bir şekilde düzenlenen
pek çok konu bu kanunda yerini bulmuş durumda.
Kanunun bir önemli özelliği de, işçi yerine çalışan tanımını
getirerek, çalışanları İş Kanunu ile sınırlamayıp, birkaç istisna dışında kamu
çalışanları da dahil tüm çalışanları kapsamasıdır.
Geneline bakılacak olursa özellikle işyeri hekimi, iş
güvenliği uzmanı ve yardımcı sağlık personeli çalıştırma zorunluluğunda
kademeli bir geçiş öngörülmüş durumda. Kanunun maddeleri yayınladığı tarihte,
yayınlandıktan 6 ay, 1 yıl ve 2 yıl sonra yürürlüğe girecek şekilde
düzenlenmiş. Bu geçişlerde ve kanunun başkaca düzenlemelerinde atıf yapılan iki
kriter var. Bunlardan biri tehlike sınıfı diğeri ise çalışan sayısı.
Bu kanunun dikkat çekici bir yanı cezaların oldukça açık
olarak madde madde belirtilmesi ve eski mevzuattan farklı olarak oldukça
caydırıcı olmaları. Bu kanunun kamuoyunda bu kadar bilinir ve tartışılır olması
da bence bu cezalardan kaynaklanıyor.
Kanunda bahsedilen ve atıfta bulunulan yönetmelikler de
hazırlanıp yayınlanmaya başladı. Hatta 29 Aralık 2012 tarihinde yayınlanan
yönetmelikler üzerinde değişiklik dahi yapıldı. Ancak sektörün merakla
beklediği İşyeri Hekimlerinin Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik gibi
düzenlemeler henüz taslak halinde.
Bir sonraki yazıda kanunun maddeleri üzerinde değerlendirmeler yer
alacak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder